Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “değişim Başlıyor” ana temasıyla hazırlanan Yeni ekonomi Programı’nı (2020-2022) (YEP) bakanlıkta düzenlemiş olduğu basın toplantısıyla açıkladı.
YEP’in ilk yılını bitirdiklarını ve bir yıllık performansın sonunda programı revize ederek, ikinci yılın başlangıç vuruşunu yapmış olduklarını belirten Albayrak, 2019-2020 senelerını “dengelenme dönemi” olarak adlandırdıklarını anımsattı.
Albayrak, tarihin en büyük iki kur ataksı, küresel piyasalardaki türbülanslar, Avrupa ekonomisinde küçülme gibi gelişmelerin yaşandığı zor bir dönemde dengelenme hedeflerinin başarıyla uygulandığını ve yıkım senaryolarıyla toplumda hakim kılınmaya çalışılan saldırı döneminin yaşandığını söylemiş oldu.
Ülkenin potansiyeline ve sahip olduğu altyapıya her zaman güvendiklerine dikkati çeken Albayrak, doğru hamleler sonucu fenamserliğin yerini günün ilk ışıklarıyla iyimserliğe bırakacağına hep inandıklarını dile getirdi.
Albayrak, bu yılki programın ana temasını “değişiklik Başlıyor” olarak belirlediklerini aktararak, şöyle devam etti:
“Artık ülkemizin bir üst lige çıkması için zaruret haline gelmiş bu değişimi hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Önümüzde meydana getirecek çok ama çok işimiz var. Yaşanmış olan kur ataklarının peşinden büyük bir resesyon beklentisine karşın, eksi 2’ler, 3’ler, 5’ler, ‘Türkiye küçülecek’ beklentilerine rağmen, kuvvetle muhtemel yıl sonunu pozitif büyümeyle kapatmaya hazırlanıyoruz. 2019’da ekonomide daralma beklentileri genel kabuldü. Ekonominin raydan çıkacağına ilişkin tezvirata, kredi daralmasına şahit olduk, büyüme hedeflerinin bu durumdan etkilendiğini gözlemledik. Ekonominin en büyük kırılganlığı olan cari açıkta önemli başarı elde ettik. Senelik bazda cari fazlada Cumhuriyet tarihi rekoru kırdık. ‘ekonomi daralırken cari fazla verilmesi normal’ diyenlerin de buradan bazı şeylerin payını alacaklarını düşünüyorum. ‘2009 senesinde neden bu kadar küçülürken cari fazla vermedik?’ diye her ortamda soruyorum. Bunun için sürecin adına ‘Dengelenme’ dedik, daha fazla büyümeyi hedeflemedik. Sağlıklı ve sürdürülebilir büyüyerek orta gelir tuzağından kurtulmayı hedefledik. Ekonominin her alanında, her parametrede ideali yakalamaya çalıştık.”
“Özel tüketimde ivmelenme bekliyoruz”
Enflasyonda hem TÜFE bununla beraber ÜFE’de beklentilerin çok ötesinde performans ortaya koyduklarına işaret eden Albayrak, tüketimde dipten dönüşü çok kısa sürede gerçekleştirdiklerini ve senenin ikinci yarısında ertelenen özel tüketimde de ivmelenme beklediklerini vurguladı.
Albayrak, swap piyasasının ülkeye taşınmaya başlaması, Merkez Bankasının piyasalarda finansal istikrar politikasını önceliklendirmesi, faizin öngörülebilir olması, Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi ile finansal güvenliğin kalıcı hale gelmesi için çok önemli adımlar atıldığını aktararak, makroekonomik göstergelerin derhal derhal hepsinde kur ataklarının yaşandığı ağustos ayı öncesine gelindiğini bildirdi.
Türkiye’nin bu zamanda kurda, faizlerde, borçlanma oranlarında ve hazine tahvillerine olan ilgide en iyi ülke performansını gösterdiğine işaret eden Albayrak, tüketim talebinde daralma ve yatırımlarda erteleme gibi gelişmelere rağmen ihtiyatlı para ve maliye politikalarından ödün vermediklerini söyledi.
Bakan Albayrak, alınan önlemlerle ekonomide yumuşak iniş sağladıklarına dikkati çekerek, “Şimdi önümüzde yeni bir dehemmiyet başlıyor. Dengelenme devri kazanımlarını koruyacağız ve bunun ötesinde bir süre daha bu süreci sürdürdükten sonra değişim sürecine başlayarak programımızı 2020 içinde ikinci faza taşıyacağız. YEP çerçevesi içinde 112 maddeden oluşan fiil planı hazırlamıştık. 112 maddenin 53’ünün 2019, 26’sının 2020 ve 33’ünün 2021’de hayata geçirileceğini takvime bağlamıştık. Şu anki durumda Eylül 2019 saygınlıkıyla 53 eylemin yüzde 40’ını şu demek oluyor ki yaklaşık yüzde 75,3’ünü hayata geçirdik, öteki 13 eylemde de önemli ölçüde ilerleme kaydettik. 3 yıl boyunca hayata geçirilmesi planlanan 112 eylemin 44’ü yapılırken, 68’inde ilerleme kaydetme süreci devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, bu dönemde ekonomide temel savaşım alanlarının başında yine enflasyonun geleceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Eğer ekonomide güçlü Türkiye idealini ortaya koyuyorsak, eğer büyük sıçramayı ve bir üst lige çıkmayı hedefliyorsak enflasyonu yüzde 5’in altına çekmeden bunların gerçekleşmesi çok zor. Enflasyonu yüzde 5’in altına indirmek bizim temel hedefimiz olmayı sürdürüyor. Geçen yıl, 2019 yılı için yüzde 15,9’luk enflasyon hedefi koymuştuk. Enflasyonla mücadelede sağlanan başarıyla 2019’u yüzde 12’lik enflasyon tahminiyle geride bırakmayı hedefliyoruz. 2020 için 9,8 olarak konulmuş olan hedefi yüzde 8,5 olarak revize ettik. 2021 yılında yüzde 6, 2022 senesinde da yüzde 4,9’luk enflasyon hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda para ve maliye politikaları eş güdümlü olmaya devam edecek. Merkez Bankasına enflasyonla mücadelede bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrasında da hükümetimiz ve bakanlık olarak güçlü destek vermeyi sürdüreceğiz. Mal ve hizmet piyasalarında rekabeti ve derinliği artıracak yapısal dönüşüm adımlarını sürdüreceğiz.”
YEP’teki bazı temel hedefler
YEP’teki temel makro göstergelerdeki bazı hedefler ise şöyle:
Enflasyon hedefleri 2019 için yüzde 12, 2020 için yüzde 8,5, 2021 için yüzde 6, 2022 için yüzde 4,9 oldu.
Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2019, 2020 ve 2021 yılları için yüzde 2,9’ar, 2022 için yüzde 2,6 olması hedefleniyor.
Gelişme hedefi 2019 yılı için yüzde 0,5, 2020, 2021 ve 2022 senelerı için yüzde 5’er öngörülürken, işsizlik oranı hedefleri 2019 için yüzde 12,9, 2020 için yüzde 11,8, 2021 için yüzde 10,6, 2022 için yüzde 9,8 oldu.
Belli bir süre enerji fiyatları ve ÖTV oranları benzer biçimde kamu tarafınca yönetilen fiyat ve vergi ayarlamalarıyla fiyatlama davranışlarında olabilecek aşırı bozulmalara karşı çok sağlam bir duruş sergilendiğini belirten Albayrak, enflasyonun başarıyla düşmesi ve para politikasının etkinliğini kazanmasıyla fiyat ve vergi desteklerinin sonlanmış olduğini hatırlattı. Albayrak, ÜFE ve TÜFE arasındaki makası beklentilerin çok ötesinde bir performansla kapatarak süreci tamamlamış olduklarını bildirdi.
Buradaki kazanımları çok daha ileriye taşımak durumunda olduklarını vurgulayan Albayrak, mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişgenliğini azaltmak için bazı ithal ürünlerin yerlileştirilmesi, alım garantili enerji kontratlarının yerlilik oranı da dikkate alınarak Türk lirası bazlı olmasını sağlayacaklarını dile getirdi. Albayrak, ek olarak bu alanda fiyatlarda düşüşü getirecek, rekabet ve verimliliği artıracak politika setini devreye alacaklarını kaydetti.
Gıda enflasyonuyla savaşım kapsamında gıda üretimini artırmak için sulama yatırımları yapılacağını, sebze-meyve tutarlarında dönemsel dalgalanmaların önlenmesi amacıyla sera yatırımlarının teşvik edileceğini ifade eden Albayrak, Hal Yasası ve Perakende Yasası’nı en kısa sürede yapmaya çalışacaklarını anlattı.
Albayrak, “Kamunun yönlendirdiği bazı fiyat ve ücretlerde geçmiş enflasyon yerine YEP enflasyon hedeflerine bakılırsa ayarlamalar yaparak enflasyondaki atalet etkisini sınırlandıracağız.” dedi.
“Yılı cari fazla vererek kapatacağız”
Dengelenme sürecinin en başarılı alanlarının başında cari denge mevzusunun geldiğine işaret eden Albayrak, şöyle konuştu:
“Bu alan önümüzdeki dönem politikalarımızın en öncelikli meselesi olmaya devam edecek. 2019 yılı için cari açığın milli gelire oranında yüzde 3,3’lük hedef koymuştuk. Az rastlanır bir başarı ortaya koyarak yılı cari açık değil, inşallah cari fazla vererek kapatacağız. Büyüme hedefimiz ve ekonomideki toparlanmanın sonucu olarak talepteki değişimle beraber cari dengede açık vereceğimizi önümüzdeki süreçte biliyoruz fakat bu açığı dış finansman ihtiyacını makul düzeyde kalmasını sağlayacak bir seviyede tutacağız. Bu çerçevede 2020 yılı için cari açıkta ulusal gelire oranla yüzde 1,2’lik bir seviye hedefliyoruz. Bunu 2021’de 0,8’e ve 2022’de bu yapısal yapısal dönüşümlerle sıfıra indirmek için çalışacağız.”
Albayrak, dış ticarette sağlanan değişiklik ve dönüşümün, cari açıkta sağlanan ve sürdürülecek kazanımların temelini oluşturduğunu söylemiş oldu.
Lüks tüketim mallarının ithalatına yönelik tedbirlerin 2020’de devam edeceğini, ithal ara malların üretimine yönelik çalışmaların yoğun şekilde süreceğini özetleyen Albayrak, İVME Paketi ile başlatılan ihracatı ve yerlileştirmeyi destekleyen ölçülü ve sektör odaklı kredi politikasının 2020’de çok daha genişleyerek ve artarak devam edeceğini bildirdi.
Albayrak, sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafınca açıklanan sanayi Strateji Belgesi’nin bu alanda önemli bir görev ifa edeceğini aktardı.
Bakan Albayrak, Türkiye Varlık Fonu’nun cari dengeyi güçlendiren, ülkenin stratejik hedeflerini destekleyen ve özel sektör iş birliklerine dayanan durağan sermaye yatırımlarıyla bu sürece katkıda bulunacağını, turizm Strateji Belgesi’nin de önemli desteğini göreceklerini vurguladı.
Tüm yatırım ve teşvik uygulamalarında cari denge öncelikli uygulamaları artırarak devam ettireceklerini belirten Albayrak, Lojistik Master Plan ile ihracat ve sanayi alanındaki hedeflere büyük destek sağlayacaklarını aktardı. Albayrak, bu alanda oldukça kapsamlı bir politika ve tedbir setini detaylı şekilde çalıştıklarını kaydetti.
Vergi reformu
Bu yıl bütçe dengesinde program hedefinin biraz üzerinde kalındığına işaret eden Albayrak, şu değerlendirmede bulunmuş oldu:
“Ekonomideki yavaşlama nedeniyle gelirlerimizin hedeflerimizin altında kalması bu neticetaki önemli faktörlerden birisi oldu. Böylesi zor bir dönemde ekonomiyi desteklemek, cari açığı azaltmak, enflasyonla mücadelede hedeflerimize ulaşmak için özellikle ithalatı frenlemeye yönelik adımlar atmamız da kaçınılmazdı. Önümüzdeki dönemde de gerek duyulduğunda üretime dayalı ekonomik dönüşümü finanse etmek için bütçe imkanlarını gene gerekirse kullanacağız sadece bunları yaparken her halükarda bütçe açığının ulusal gelire oranını yüzde 3’ün altında tutacağız. Bütçe açığının milli gelire oranında 2019’u yüzde 2,9 ile kapatmayı hedefliyoruz. 2020 ve 2021’de aynı oranı sürdürmeyi, 2022’de ise yüzde 2,6’ya düşürmeyi fakatçlıyoruz. Bu kapsamda vergi adaleti sağlayacak, çok kazanandan çok, az kazanandan daha azca vergi alınmasının önünü açacak ve gelirleri artıracak, uluslararası uygulamaları örnek alan bir vergi reformuyla ilgi adımları atmaya başlıyoruz. Ayrıca kamuda giderleri azaltmaya yönelik güçlü bir siyaset setini uygulayacağız. KİT’leri verimlilikleri artacak, kamu maliyesine yükleri azalacak şekilde yapılandırıyoruz.”
Albayrak, kamu kaynaklarının kullanımının etkinliğini takip etmeyi kolaylaştıracak şeffaflığı ve hesap verebilirliği artıracak program bazlı, performans esaslı bütçelemeyi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile birlikte hayata geçireceklerini söyledi.
Berat Albayrak, mali açıdan sürdürülebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine olan yükü azaltmak amacıyla sosyal Güvenlik Sistemi’nin aktüeryal dengesini güçlendirici politikaları toplumsal adaleti gözeterek hayata geçireceklerini açıkladı.
Vergi tahsilat performansını artırmak amacıyla çok önemli değişimler yapmış olduklarını anlatan Albayrak, denetçilere sektör bazlı eğitimler verdiklerini, vergi tahsilat performansının haftalık olarak takip edilmesine olanak veren bir sistem kurduklarını, kamu yatırım harcamalarının ve teşvik programlarının etkinliğini artırıcı bir değişim programı başlattıklarını bildirdi.
Büyüme hedefleri
Tüm alanlardaki hedeflerle uyumlu, kazanımları riske atmayacak büyüme planlamasını da tamamlamış olduklarını vurgulayan Albayrak, şunları kaydetti:
“Büyümede geçtiğimiz sene YEP çerçevesinde koyduğumuz yüzde 2,3’lük hedefin biraz uzağında kalacağız. Özellikle ikinci çeyrekle beraber yaşanan, tekrar seçimle ötelenen ekonomideki bir çeyreklik kaymanın büyümeye etkisini bu yıl görmüş olduk. Yüzde 2,3’lük hedefin altında kalmanın baz tesirini de dikkate alarak 2020 seneninı bundan önceki yıldaki yüzde 3,5’lik rakamı güncelleyerek yüzde 5 büyümeyle başlayıp program boyunca, ülkemiz için sürdürülebilir ve doğal oran olan senelik yüzde 5’lik büyümeyi devam ettirmeyi hedefliyoruz. Nitekim öncü veriler özellikle üçüncü çeyrekle birlikte ekonomik aktivitedeki toparlanmayla iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme sinyallerini vermeye başladı. 2020 senesinde bunu daha da ileriye taşıyacağız. Başta enflasyon olmak üzere hedeflerimizde yakaladığımız başarı, faizlerde ve risk primimizde düşüşü beraberinde getirdi ve 2020 senesinde bu düşüş güçlenerek devam edecek.”
senenin ikinci yarısından itibaren kapasite artırıcı yatırımların başlamasının, düşen faizlerle birlikte görülmeye başladığını belirten Albayrak, meydana getirilen çalışmaların yalnız bu sürecin başlı başına yüzde 4’lük bir büyümeyi organik seyrinde sağlayacağını gösterdiğini söylemiş oldu.
Albayrak, proje bazlı yatırım teşvik sistemi başta olmak üzere Ar-Ge, yenilikçilik ve teknolojik dönüşümle yüksek katma değerli ürünlerin üretimine ekstra destek vereceklerinin altını çizerek, “11. Kalkınma Planı’nda yer alan kimya, ilaç, tıbbi aygıt, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları olarak belirlenen imalat sanayi sektörleri, yeni ekonomik programın ruhunda da öncelikli alanımız olacak.” ifadesini kullandı.
İvme finansman paketi ve benzeri çalgılarla cari açığın düşürülmesine katkı veren katma değerli ve teknolojik üretim meydana getiren firmaları ve projeleri öncelikli teşvik edeceklerine değinen Albayrak, “Varlık Fonu, petrokimya, madencilik ve yerli kaynağa dönük enerji üretimi alanları başta olmak üzere özel sektör iş birliklerinde durağan sermaye yatırımlarında daha etkin rol oynayacak. Sanayide kapasiteyi artıracak, maliyetleri düşürecek, rekabet potansiyeli kazanmıştırracak Ulusal Verimlilik Planı’nı devreye alacağız. Ayrıca kapsamlı olarak bir mevzuat taramasını başlattık. Şirketleri, büyümeme yönünde teşvik eden, büyümeden kaçındıran düzenlemeleri de gözden geçirecek, yenileyeceğiz.” diye konuştu.
Albayrak, büyümeyle ilgili çok kapsamlı çalışma yapmış olduklarına dikkati çekerek, “Yüzde 5’lik bu büyümeyle bütçeye baskı oluşturmayacak, biriken gerçek durgun alanı da hesaba katarak, fiyat artışına da neden olmayacağız.” dedi.
“İşsizlikte iyileşme görülecek”
büyüme hedefleri ve politikalarının süratlica tesis edilmesinin istihdamdaki artışı da beraberinde getireceğini vurgulayan Albayrak, şunları kaydetti:
“2019’u yüzde 12,9’luk bir işsizlik oranıyla kapattıktan sonrasında, işsizlik oranını 2020’de yüzde 11,8’e, 2021’de yüzde 10,6’ya ve 2022’de 9,8’e düşürmeyi hedefliyoruz. Ekonomik aktivitedeki toparlanma ile iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşmeyi göreceğiz. Program dönemi süresince istihdamdaki birey sayısının yıllık averaj 1 milyon 66 bin kişi artarak işsizlik oranının kademeli gerilemesi sağlanacak. İstihdam teşviklerinin tesir analizleri yapılarak, teşviklerin ihtiyaçlara nazaran yeniden tasarlanmasını sağlayacağız. İstihdamda, kredi şartlarının uygun hale gelmesi, inşaatta da talebin canlanmasını ve arz fazlasının azalmasını göreceğiz. Nitekim son bir yıldaki istihdam kaybının ortalama üçte ikisi inşaat sektöründen kaynaklandı. Tamamlanmaya yakın yapıların bitirilmesinin desteklenmesiyle kısa dönemde bu alandaki istihdama pozitif katkı sunmuş olacağını göreceğiz.”
Albayrak, sulama ve sera yatırımlarının desteklenmesiyle tarımda arzı artırmaya yönelik zamanında verilen uygun fiyat ve yapılan alımlarla ziraat sektöründe de işsizliğin azalmasının sağlanacağını belirterek, bireysel tüketimin artmasının, uygun kredi şartlarının, stok ve revizyon yatırımlarının, endüstri ve hizmet sektöründe ve turizm alanında istihdamı artıracağını dile getirdi.
“Gençlerde işsizlik, istihdam piyasasında talep edilen mesleklere yönelik, özellikle yoğun anlamda talebi olan, kodlama, informasyon işlemci, satış elemanı benzer biçimde benzeri alanlardaki hedef odaklı sertifika ve meslek edindirme programlarıyla maksimum genç istihdam edilerek bu rakamları da azaltacağız.” diyen Albayrak, orta yaş gruplar, kadınlar ve gençlere yönelik girişimcilik ve meslek kazanmıştırrma programlarıyla orta vadede de işsizlikle mücadele edileceklerini söylemiş oldu.
Dolarizasyona karşı önlem seti
Albayrak, programın son alanını, finansal istikrar için devreye alınacak siyaset setleri ve aksiyonların oluşturduğuna işaret ederek, program devri süresince, finansal istikrarın güçlendirilmesi, dolarizasyonun azaltılması ve tasarrufların artırılması öncelikli hedeflerin başlangıcında olacağını kaydetti.
Finansal sistemin ana para piyasası bacağını güçlendirilmek için çalışacaklarına da dikkati çeken Albayrak, uygulanacak olan vergi, teşvik ve kamu finansman politikaları yöntemiyle ülke kaynaklarının cari dengeyi güçlendirecek, yerli ve katma kıymeti yüksek üretime yöneleceğini açıkladı.
Albayrak, belirlenen hedefler doğrultusunda kredi kanallarının açılmasını sağlayacaklarına değinerek, şöyle devam etti:
“Dolarizasyona karşı bir tedbir setini devreye alacağız. BIST’de yeni oluşturulacak alternatif ürünler, Omnibus ile Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) piyasasının uluslararası güvence özelliği getirilmesi başta olmak üzere, hisse senedi piyasasında hisselerin gruplandırılarak yatırımcının kolay seçiminin sağlanması, halka açılmanın vergi indirimleriyle derinleştirilmesi, döviz piyasasının kurulmasıyla beraber ilave tedbirler getirilmesi önümüzdeki süreçteki önemli planlarımız içinde yer alıyor.
Bankacılık sektörü için sık sık gündeme getirilen NPL’lerle ilgili reform durumunda bir adım atıldı. Bankalarımız için artık temiz bir sayfa başlangıcı önümüzdeki dönemde göreceğiz. Artık bankaların, gerçek meseleleri olan, finansman sağlama işine döneceklerini düşünüyoruz. Birçok kere vurguladığım hedeflerle uyumlu finansman modellerini tıpkı kamu bankalarının yaptığı benzer biçimde özel enstrümanları yeni ürünleri devreye alarak sektörde daha etkin rol oynayacaklarını bekliyoruz.”
sermaye piyasaları için reform paketi
Albayrak, yılda 60 ila 100 milyar lira büyüklük sağlayacak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatıyla kurulacağını ve ana para piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir düzeltim paketinin devreye sokulacağını söylemiş oldu.
Berat Albayrak, İstanbul Finans Merkezi’nin de 2021’in sonuna doğru devreye alınacağını kaydetti.
“Bu yıl çok daha etkin şekilde sahada olacağız”
Geçen sene YEP’i açıkladıklarında, ekonomideki sorunları doğru tespit eden bir program olduğuna dair geri dönüşler aldıklarını belirten Albayrak, “Bugün bir defa daha sağlam adımlar ve aksiyonlarla yeni bir program ortaya koyduğumuzu tüm kalbimle söylüyorum. Çok zor bir süreci milletimizin ve paydaşlarımızın desteği ile geride bıraktık.” diye konuştu.
Albayrak, oluşturulmak istenen tüm panik ve tehlike havasını dağıttıktan sonrasında artık kolları yine sıvadıklarına işaret ederek, uluslararası piyasalara itimat ve kredibilite açısından her türlü şeffaf iletişim noktasında bu süreci yönetmeye devam edeceklerini vurguladı.
Bu sene farklı olarak, çok daha etkin şekilde sahada olacaklarını aktaran Albayrak, şöyle devam etti:
“değişim tüm Türkiye olarak hepimizden başlıyor. Türkiye yeni bir ekonomik modele geçiyor bu programın ruhunda. Bir üst lige çıkmak istiyorsak tüm paydaşlar olarak değişmek zorundayız. Reel sektörümüz ve tüm paydaşlarımız ülkemizin her yerinde artık sahada. Bu bilinçle bu süreci gerek bizler gerek paydaşlarımız hep beraber yaşayacağız. Bu programın yürütülmesi, gerekirse değişiklerle ilgili istişareler yapacağız, görüşlerimizi paylaşacağız. KOBİ’lerimize ayrı bir örutubet vereceğiz. Etkili olabilmeleri için beklentilerini, problemlerı dinleyeceğiz. Ülkemizin yeni bir başarı hikayesini milletimizin desteği, reel sektörümüzün, kısaca sanayicimizin, ziraatın, hizmet sektörünün ve finans sektörünün tam kapasiteyle çalışması, bunlarla birlikte, yeni YEP’le beraber gerçekleştireceğiz.”
Albayrak, programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.